
Haziran ayı, LGBTQA+ Onur Ayı olarak kutlanmakta olup pek çok etkinlik ve yürüyüşe tanık olmaktayız. Onur Ayı boyunca markalar farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenlemekte ve renkli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Onur Ayı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de LGBTQA+ bireylere yönelik ön yargıların kırılması için daha fazla yol alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. NG Araştırma‘nın gerçekleştirdiği bir araştırma, LGBTQA+ bireylerin hala kırılgan bir grup olarak yer aldığını ve toplumsal kabulün oldukça düşük olduğunu göstermektedir.
LGBTQA+’nın açılımını biliyor musunuz?
NG Araştırma’nın soru sorduğu her 4 kişiden 3’ü bu açılımı bildiğini dile getiriyor. Bu durumda aslında toplumun LGBT bireylerinin varlığının bilincinde olduğunu gösteriyor.

Peki, saygı duyuyor musunuz?
LGBTQA+ hakkındaki düşüncelerle ilgili olarak, araştırmaya katılanların yüzde 45’i bu topluluğa karşı olduklarını ifade ederken, yüzde 31’i ise desteklemeseler de karşı olmadıklarını belirtmektedir.
Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 24’ü LGBTQA+ bireylerin seçimlerine saygı duyduklarını ifade etmektedir. Bu sonuçlar, toplumda LGBTQA+ bireylere yönelik çeşitli düşüncelerin bulunduğunu ve toplumsal kabulün henüz tam anlamıyla sağlanmadığını göstermektedir.

Toplum için ne ifade ediyor?
LGBTQA+ toplum için farklı anlamlar taşıyor. Katılımcıların yüzde 32’si, LGBTQA+’nın değerlerine uymayan bir durumu ifade ettiğini düşünmektedir, yüzde 23’lük bir kesim ise bu konuyu sapkınlık olarak değerlendirmektedir.
Buna karşılık, yüzde 21’lik bir kesim LGBTQA+’nın cinsel yönelim ve cinsiyet rollerinin çeşitliliğini ifade ettiğini düşünmektedir. Yüzde 18’i ise bu konuda taraf olmadıklarını ve belirgin bir görüşleri olmadığını ifade etmektedir. Bu sonuçlar, LGBTQA+ kavramının toplum içinde farklı yorumlara ve algılara sahip olduğunu göstermektedir. Her bireyin LGBTQA+’a dair farklı bir anlayışa sahip olduğunu söylemek mümkündür.
Onur Yürüyüşü ile ilgili fikirler
Her yıl Haziran ayının sonlarında, tüm dünyada LGBTQA+ bireyler ve onlara destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikler düzenlenmektedir. Ülkemizde de benzer etkinlikler gerçekleştirilmektedir, ancak katılım oranı oldukça düşüktür.
Araştırmaya katılanların sadece yüzde 3’ü LGBTQA+ yürüyüşlerine destek verdiklerini belirtmektedir. Bu da genel olarak ülkemizde LGBTQA+ yürüyüşlerine olan katılımın ve desteğin sınırlı olduğunu göstermektedir. Bu durum, LGBTQA+ konusunda toplumda daha fazla farkındalığın ve desteğin oluşturulması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Topluma etkileri nelerdir?
LGBTQA+ bireylerin toplumu nasıl etkilediği konusunda yapılan araştırmada, katılımcıların çoğunluğu olumsuz bir görüşe sahiptir. Yüzde 67’lik bir oranla katılımcılar, LGBTQA+ bireylerin toplumu olumsuz yönde etkilediğini düşündüklerini ifade etmektedir.
Buna karşılık, yüzde 30’luk bir kesim LGBTQA+ bireylerin toplumu herhangi bir şekilde etkilemediği görüşünü paylaşmaktadır. Yalnızca yüzde 3’lük bir kesim ise LGBTQA+ bireylerin toplumu olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir. Bu sonuçlar, toplumun genelinde hala LGBTQA+ bireylerle ilgili ön yargıların ve olumsuz algıların var olduğunu göstermektedir. Daha fazla farkındalık ve eşitlik çalışmalarıyla bu algıların değişmesi hedeflenmelidir.

LGBTQA+ insan doğasına aykırı mı?
Eşcinsellik konusunda insan doğasında var olup olmadığına dair sorunun cevapları arasında bir yakınlık gözlemlenmektedir. Katılımcıların çoğunluğu, yüzde 42’lik bir oranla eşcinselliğin insan doğasında olmadığını düşünmektedir.
Buna karşılık, yüzde 24’lük bir kesim eşcinselliğin insan doğasında var olduğunu savunmaktadır. Bu konuda kesin bir görüşe sahip olmayanlar ise yüzde 34’lük bir oranla ortaya çıkmaktadır. Bu sonuçlar, eşcinselliğin insan doğasına dair tartışmaların hala devam ettiğini ve toplumun bu konuda farklı düşüncelere sahip olduğunu göstermektedir. İnsan doğasının karmaşıklığı ve çeşitliliği göz önüne alındığında, bu konudaki farkındalık, saygı ve hoşgörüyü artırmak önemlidir.

Ailem ne der?
Toplumda LGBTQA+ konularına yönelik farkındalık ve kabul düzeyi artarken, hala bazı ön yargılar ve farklı tepkilerin varlığı gözlemlenmektedir. Özellikle ebeveynler arasında, çocuklarının LGBTQA+ bir birey olması durumunda olumsuz bir yaklaşım sergileme eğilimi oldukça yüksek görülmektedir.

Katılımcıların yüzde 53’ü, çocuklarının LGBTQA+ bir birey olması durumunda olumsuz bir tavır takınacaklarını ifade etmektedir. Bu, LGBTQA+ bireylere yönelik hala olumsuz bir algının var olduğunu göstermektedir. Yüzde 37’lik bir kesim ise ne olumlu ne de olumsuz bir yaklaşım sergileyeceklerini belirtmektedir. Olumlu bir yaklaşım sergileyeceğini belirtenlerin oranı ise sadece yüzde 10’dur.

Bu sonuçlar, LGBTQA+ bireylerin aile içinde karşılaşabileceği zorlukları ve eşitsizlikleri ortaya koymaktadır. Ebeveynlerin çocuklarının cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri konusunda anlayışlı, destekleyici ve sevgi dolu bir tutum sergilemeleri büyük önem taşımaktadır. LGBTQA+ bireylerin aileleri tarafından kabul görmeleri, onların sağlıklı bir şekilde kendilerini ifade etmeleri ve mutlu bir yaşam sürdürmeleri için temel bir gerekliliktir.
“Toplum yapısını bozuyorlar!”

LGBTQA+ bireylerin haklarıyla ilgili yasalar
LGBTQA+ bireylerin haklarıyla ilgili yasaların bilinirliği konusunda ciddi bir eksiklik olduğu görülmektedir. Katılımcıların yalnızca yüzde 15’i LGBTQA+ bireylerin hakları için mevcut yasaların yeterli olduğunu düşünmektedir. Yüzde 32’si ise yasaların yeterli olmadığını belirtirken, yüzde 53’lük bir kesim ise bu konuda bilgisiz olduklarını ifade etmektedir.

LGBTQA+ bireylerin hakları konusunda kamuoyu desteği ise henüz yeterli seviyede değildir. Bu konuda katılımcıların görüşleri çeşitlilik göstermektedir. Ancak genel olarak, LGBTQA+ bireylerin haklarının tam anlamıyla desteklenmediği ve toplumun bu konuda daha fazla bilinçlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Bu sonuçlar, LGBTQA+ bireylerin eşitlik, ayrımcılıkla mücadele ve insan hakları gibi konularda hala daha fazla ilerlemeye ihtiyaç duyduklarını göstermektedir. Yasaların güçlendirilmesi, toplumda farkındalık ve eğitim çalışmalarının artırılması, LGBTQA+ bireylerin haklarının korunması ve toplumsal kabulün artması için önemli adımlar atılması gerekmektedir.
Katılımcıların büyük çoğunluğu, yani yüzde 81’i kendilerini LGBTQA+ topluluğuna yakın hissetmediklerini ifade etmektedir. Sadece yüzde 3’lük bir kesim ise kendilerini LGBTQA+ topluluğuna yakın hissettiğini belirtmektedir. Yüzde 16’lık bir kitle ise bu konuda tarafsız olduklarını ifade etmektedir.

Bu sonuçlar, LGBTQA+ topluluğunun genel olarak kendilerine özgü deneyimleri ve kimlikleri olduğunu ve herkesin kendini bu topluluğa ait hissetmediğini göstermektedir. Her bireyin kendine özgü bir kimlik ve deneyimleri olduğu unutulmamalı ve bu çeşitlilik saygıyla karşılanmalıdır. LGBTQA+ bireylerin desteklenmesi, haklarının korunması ve toplumsal kabulün artması için çaba harcamak önemlidir.
*NG Araştırma, Türkiye’deki insanların LGBT bireylere ve farklı cinsel yönelimlere yönelik düşüncelerini öğrenmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırma, 18-30 Mayıs 2023 tarihleri arasında, 18 yaş üzeri 1491 kişinin katılımıyla online bir araştırma platformu olan benderimki.com üzerinden gerçekleştirildi.
Bir yanıt yazın